Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Discussions on the final era of the Ottoman Empire, from the Young Turk Revolution of 1908 until the Treaty of Lausanne in 1923.
stevebecker
Member
Posts: 1448
Joined: 01 Jul 2006 03:04
Location: Australia

Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by stevebecker » 15 Mar 2018 00:27

Mates,

I was after any maps from the Turkish offical history on the fighting around the Jordan 30 April to 6 May 1918.

Also any accounts by Ottoman officers on the fighting around that time?

I am after maps and accounts on the fighting around the Damieh Bridge and at Es Salt.

Cheers

S.B

Tosun Saral
Member
Posts: 4075
Joined: 02 Nov 2005 19:32
Location: Ankara/Turkey

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by Tosun Saral » 16 Mar 2018 19:47

My last article about Sheria Battles published at history magazine in TURKISH "Düşünce ve Tarih Aylık Tarih Dergisi", March 2018, Nr 42
İsmail Tosun Saral
AN IRON LINE OVER REMOUTE DESERTS: sHERİA BATTLES ( mARCH 22TH 1918- mAY 2ND 1918

Tenha Çöllerde Demirden Bir Hat:
Şeria Muharebeleri (22 Mart 1918- 2 Mayıs 1918)
“Kudüs üzerinden Lût Gölü’ne inmeyen hiç kimse Şeria Vâdisi’nin ne olduğunu tahmin edemez; orada toprak bile buharlaşır, saatlerce mesafede kısa dallı hurmalardan başka bir şey yoktur. Geniş muz yapraklarının altına girilmez. Taş kadar sert, sarmaşık gibi birbiri içine girmiş, toprağa ılık gölgesi kadar yakın duran şebbareler (Frenk inciri), ısının bir kısmını kendileri yayıyor gibi, insana nefret verir... Güneş batmıyor, tükeniyor gibi gurup eder ve gurup eden şey içi boşalmış, son keskin ateşini damlatmış bir daireden ibarettir. Kudüs şehrinden sonra bir düzeye, alçalıp Şeria Vâdisine inen çıplak, sarı tepeler, Şeria nehrinden sonra yükselip Gerek Sancağını dalgalandıran kuru dağ kümeleri vardır. Peygamber İsa’nın yıkandığı Şeria, Filistin’in kuru, yavaş ve usandırıcı nehri ve şimdi vatanı savunan Türkler işte bu vâdinin içindedir. Lût Gölü o kadar cansız ki çöl içinde çöl zannedilir. Tenha çöllerde Türklerin harbini görmeyenler Türklerin kahraman olduğunu nasıl anlıya bilirler? Burada her mevsime, her düşmana ve her iklime karşı harp eden bu cesur adamlar Herkül’ün on sınavını verdiler. Çölde düşman sabit bir şey değildir. Yönünü bulamamış bir rüzgar gibi şuradan buradan az veya çok, gece ve gündüz çıkıverir. Türkler teyakkuz, cesaret ve pervasız sükunlarıyla çöllerde bir demirden hat gibi durdu ve bütün taarruzları birer birer ve ekseriya süngülerle dağıttı.”
Kudüs'ü savaşmadan teslim etmemizden sonra İngilizler ilerlemeyi sürdürdüler. Bir avuç aç, çıplak, sakat ve hasta Türk, Falih Rıfkı Atay'ın yukarıda anlattığı gibi "demirden bir hat gibi durdular". Bundan tam yüz yıl önce Mart ayında İngilizlere bir kere daha yenilgiyi tattırdılar. Bu gün çoktan beri unutulmuş olan Doğu Ürdün’deki muharebeleri hatırlayarak bütün şehitlerimizi rahmetle analım.
22 - 23 Mart 1918 gecesi İngilizler Şeria Nehri’ni Es Salt yönünde geçtiler. Zırhlı araçlarla desteklenen İngilizler, zayıf Türk postalarını ezip geçerek Es Salt’ı kolayca aldılar. Niyetleri Amman’ı da almaktı. Beliren bu tehlikeyi bertaraf etmek için Liman Paşa tükenmek bilmeyen bir gayretle takviye temin etmeğe çalışıyor, Kurmay Başkanı Albay Kâzım Bey ‘de (Korgeneral İnanç) köşe bucakta asker kaçaklarını ve kaytarıcıları arıyordu. Böylece iki binden fazla kişi toplandı. Ordular Grubu’nun karargâhı küçültüldü, mevcut bütün subaylar ve kalabalık muhafız kıtası cepheye gönderildi. Bu şekilde birliklerin eksiklerini tamamlamak mümkün oldu. Düşman aradığı zaferi Şeria Nehri’nin doğusunda Tel Nimrin-Es Salt-Amman Hattı’nda elde etmek istiyordu. Alman Asya Kolordusunun Yüzbaşı Grasmann komutasındaki 703. Tabur’u ve Süvari Albay Esat Bey komutasındaki 3’ncü Türk Süvari Tümeni’nin büyük yardımlarıyla düşman püskürtülerek 31 Mart 1918’de Şeria Nehri’nin gerisine çekilmeye mecbur bırakıldı.
Tarihe Birinci Şeria Muharebesi adıyla geçen bu muharebe, Türkler, Almanlar, Avusturyalılar ve Macarların üstün gayretiyle kazanıldı. Bu mücadelenin kazanılmasında başta 4’ncü Ordu Komutanı Mersinli Cemal Paşa olmak üzere bütün Türk subay ve erlerinin büyük himmet, hizmet ve gayretleri görülmüştür.
İkinci Şeria Muharebesi (30 Nisan - 2 Mayıs 1918)
Savaşın son yılı olan 1918’de de büyük başarılar gösteren ve 14 Mart 1918’de Şam’dan ayrılan Avusturya-Macaristan Türkiye’deki Sahra Obüs Bölüğü’nün 2. Bataryası ve bir 10’luk top ile 5 Nisan 1918’de Es Salt’a ulaşan 146’ncı Alman Piyade Alayı’nın 4. Bölüğü, 8’nci Kolordu emrine verilmiştir. Tabur komutanı Topçu Binbaşı von Arenstorff da kolordunun topçu komutanı olmuştur. Sahra Obüs Bölüğü’nün diğer bataryası olan 1. Batarya Kalkiliye’ye ulaşmış ve Kurmay Yarbay Nasuhi Bey komutasındaki 7’nci Türk Tümeni emrine girmiştir. Burada, 29 Mart 1918 günü Avusturya Macaristan Ordusu’nun İstanbul’daki askerî yetkilisi General Pomiankowski tarafından teftiş edilen bataryanın komutanı Yüzbaşı Rudolf Schaffer, Bölge Topçu Komutanlığı’na atanmıştır. Ayrıca, batarya, iki ağır toplu bir Türk topçu bataryası ile takviye edilmiştir.
Birinci Şeria Muharebesi’ndeki yenilgilerinin acısını çıkartmak isteyen İngilizler, bu sefer Alman ve Türk hava gücünün zafiyetinden yararlanarak ağır bir hava hücumuna giriştiler ve Avusturya-Macaristan Türkiye’deki Sahra Obüs Bölüğü’nün 1. Bataryasına oldukça büyük zarar verdiler. Hava hücumu sonunda elde işe yarar sadece iki top kalmıştır.
20 Nisan 1918’de bir İngiliz Süvari Tugayı Jericho’dan hareketle Ürdün üzerinden Es Salt’a hücum etmiş, Avusturya-Macaristan bataryasının etkili atışları nedeniyle ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı. On gün sonra, 30 Nisan 1918’de İngilizler İkinci Doğu Ürdün Muharebesi olarak adlandırdıkları saldırılarını yinelemişlerdir.
Sabah saat 04:30 doğru , topçu ve zırhlı otomobillerle beraber çok kuvvetli İngiliz süvarisi Şeria Nehri’ni Eriha-Tellülnemrin yolundaki altı köprü üzerinden Mendese’den geçtiler. Saat 05’te İngilizler, 7’nci Tümenimizin sol kanadına, piyadelerin mevzilendiği Mafid Cozele’nin (Mafit Çözele) karşısında bulunan ve yassı bir tepe olan Kurel Tepe’ye (Yassı Tepe) ağır bir hazırlık ateşi açtılar. Burası, Avusturyalı Yüzbaşı Schaffer’in başında bulunduğu topçu grubunun bölgesiydi. Ateşe dayanamayan piyadelerimiz tepenin kuzey yamacına doğru geri çekilmek zorunda kaldılar. İşte tam o sırada ilerleyen İngiliz piyadeleri üzerine Yüzbaşı Schaffer’in Bataryaları, müthiş bir engelleme ateşi açtı. Çil yavrusu gibi dağılan İngilizler, süngü hücumuna kalkan Türk piyadeleri tarafından süngüden geçirildiler. Saat 10:00’da Kurel Tepe yeniden Türklerin eline geçmişti. Bu arada tamirde olan bir top da cepheye dönmüştür.
Daha sonra, kuzeye sarkan düşman süvarileri saat 18.30’da Es Salt’ı aldılar ve Türk cephesini arkadan kuşattılar. Durum kötüydü, birlikler arasında bütün irtibat kesilmiş; sadece bir telsiz istasyonu çalışıyordu. Cephane son mermiye kadar harcanmış, düşman cepheden ve arkadan saldırıyordu. Bu karışıklıkta 10’luk top düşman eline geçmesine rağmen Bataryanın Avusturyalı erleri canlarını dişlerine takarak topu yeniden ele geçirmeyi başardılar. Hatta Bataryanın doktoru bile muharebeye katılmış ve bir İngiliz makineli tüfeğinin ele geçirilmesini sağlamıştır.
Avusturyalı Topçu Binbaşı Alfons Ritter von Arenstorff komutasındaki 10’luk Dağ Obüs Taburu Ocak 1918’e kadar Şam’da cephane ve malzeme beklemişti. Ocak ayı sonunda cephane, malzemeyle birlikte 8 adet 10’luk sahra obüsü Şam’a ulaşınca iki batarya, 10 cm’lik Sahra Obüs Taburu adı altında, Mart ortasında, tekrar cepheye sevk edilmiş ve 8’nci Ordu sorumluluk bölgesinde Kalkiliye’de mevzilenmiştir. Ayrıca, 2. Sahra Obüs Bataryası ve Üsteğmen Kneifel komutasındaki bir 10,4’lük Uzun Namlulu Batarya da Doğu Ürdün’e sevk edilerek Arenstorff’un emrine girmiş ve Obüs Bataryasının yanına, Tell Nimrin Tepesi’nin 1 km kuzeybatısındaki sırtlara yerleştirilmişlerdir.
Hem obüs bataryası hem de uzun namlulu top 30 Nisan ile 3 Mayıs 1918 günleri arasında cereyan eden İkinci Ürdün (Şeria) Muharebesi’nde tesirli atışlarıyla dikkat çekti. 30 Nisan ve 1 Mayıs günleri isabetli atışlarıyla İngiliz saldırılarının püskürtülmesinde büyük payı olan bataryanın erleri son mermilerini attıktan sonra, İngilizlere karşı 2 - 3 Mayıs 1918 günlerinde elde tüfek boğaz boğaza savaşarak geri emniyet hattını takviye etti. Ayrıca, Sevillah’a gelmiş bulunan 66’ncı Alay’ın iki taburuyla, makineli tüfek bölüğü ve bir obüs bataryasından kurulu Albay Şevket Müfrezesi, Sevillah’ın 6 km batısındaki düşman süvari alayına saat 22’ye doğru taarruz ederek onu Salt’a doğru çekilmek zorunda bıraktı. Miskal Paşa’nın sadık Arap kabilesi şiddetli muharebelerden sonra gece yarısına doğru kuzeyden Salt’a girmeyi başardı. İngilizler, hemen şehri bırakıp güney ve güneybatı yönünde Ere üzerinden çekilmeye başladılar. Böylece Salt geri alınmış oldu.
Müşir Liman Paşa’nın kişiliği, İngilizlerin Es Salt’ta yenilgisi ve Avusturya Macaristan Topçularının katkısı hakkında bir Linz gazetesi okurlarına bilgi veriyor:
“Beş günlük muharebeden sonra İngilizlerin Doğu Ürdün’de uğradığı mağlubiyetin ayrıntıları belli olmuştur:
1917 sonbaharında yapılan üçüncü Gazze savaşından sonra, Türklerin Berseba hattından çekilmesi ve Kudüs'ün kaybedilmesi sonrasında, İngilizler Filistin'deki seferi kolordularını güçlendirdiler. Daha büyük bir ileri harekât için hazırlanmaya başladılar. O nazik zamanda Müşir Liman von Sanders Paşa Filistin’de bulunan bütün Türk ve müttefik güçlerin komutanlığına getirildi. Komutanlığa getirilmesi herkes de yeni bir ümit uyandırdı. Çünkü Liman Paşa’nın adı ile Türklerin Çanakkale’de kazandıkları muhteşem zafer ve birleşik İngiliz ve Fransız donanma ve kara kuvvetlerine karşısında İstanbul’un savunulması birbirine ayrılmaz derecede bağlıdır. Müşirin şahsiyetine duyulan sarsılmaz itimat ve Çanakkale muharebesinin muzaffer komutanının yeniden Türk ve müttefik güçleri başarıyla sevk ve idare edebileceğine dair sağlam umutlar bu sefer de parlak bir şekilde ortaya çıktı. Türk merkez cephesine yapılan büyük çapta bir İngiliz taarruzu Mart ayı başında başarısızlığa uğratıldı. Bu Türk cephesini yarma teşebbüsünün Türkler tarafından püskürtülmesinden sonra Mart sonunda İngilizler Jericho üzerinden Doğu Ürdün’e doğru ilerlediler. Maksatları Türklerin Hicaz demiryolu bağlantısını kesmek ve böylelikle Türk Ordusunu sol yanına ulaşmaktı. Mükemmel idare ve birliklerin iyi dayanması sayesinde bu eylem bertaraf edildi. Düşman çetin muharebelerden sonra Ürdün’ün doğusunda tutunduğu köprübaşı mevziine çekildi. İngilizler Nisan ayı başında bu sefer Batı Ürdün’de bulunan orduya bazı saldırılarda bulundularsa da Jericho dolaylarında daha güçlü kuvvetler yığdılar. Maksatları Ürdün’ün doğusundan güçlü kuvvetlerle saldırarak Türk birliklerinin işini bitirmek ve Türk Filistin cephesini sol kanattan çevirmekti. Düşman Ürdün Nehri üzerinde bulunan yedi köprüyü vurduktan sonra 24 Nisan 1918 günü yaklaşık iki piyade ve üç süvari tümeni ile Es Salt’a Mersinli Cemal Paşa’nın komutasında savaşan 4’ncü Osmanlı Türk Ordusu birliklerine saldırdı. İngiliz piyadeleri Türklere cepheden taarruz ederken yaklaşık dört süvari tugayı Batı Ürdün’ giden yol boyunca kuzeye doğru zayıf güçlerle savunulan Türk cephesini delip arkalarına sarkmak için ilerlediler. Böylelikle Ürdün’ün doğusundaki Türklerle irtibat kopacaktı. İngiliz piyadeleri ve süvarileri derin vadilerden birinden geçerek tam Es Salt’a ilerleyecekleri sırada,8’nci Türk Kolordusunu yandan ve bütün güçleriyle cepheden vurarak zor duruma düşürecekleri anda, çarçabuk teşkil edilen Türk ihtiyatları Türklerin gerisine sarkmış olan İngiliz süvarilerini geri atmayı başardılar. Müşir Liman Paşa’nın emri altındaki ihtiyatlar güneye doğru ilerleyerek Albay Ali Fuat Bey emrinde Es Salt’ın güneybatısını kahramanca savunan Türk askerlerine yardıma koştular. Müşir Liman Paşanın kanıtlanmış kişisel idaresi ve bütün methiyelerin üstünde cesaretle çarpışan Türk Piyadeleri sayesinde düşmanı tam manası ile yenmek mümkün oldu. Türk uçakları tarafından taciz edilen ve arkalarından topçu ateşine tutulan İngiliz birlikleri ağır kayıplar vererek bir sel gibi kaçıp gittiler. Arkalarında 19 top, yüzlerce esir, bir çok savaş malzemesi bırakarak düzensiz bir şekilde Ürdün Nehrini geçerek Ürdün vadisinden geri çekildiler. Bu bariz zaferin kazanılmasında Avusturya Macaristan obüs ve ağır topçu Bataryasının da şerefli katkısı olmuştur. 8’nci Türk Kolordusu Komutanı Albay Ali Fuat Bey’in bildirdiğine göre Avusturya Macaristan topçu askerleri özellikle Es Salt’a açılan vadinin girişinde göğüs göğüse çarpışmalar yaparak müdahale ettiler. Toplarının son cephanesini de harcayan Avusturya Macaristan topçu askerleri ellerinde Karabiner tüfekleriyle Türk savunmasının arkasında bulunan bir köprüyü müdafaaya koştular. Avusturya Macaristan topçularının cepheye gelişleri ve çarpışmalara katılmaları çok zor koşullarda mücadele eden Türk askerlerine büyük bir moral oldu ve canlılık getirdi.”

Avusturya Yahudi cemaatine ait “Jüdische Korrespondenz “ Gazetesi Doğu Ürdün Vadisini hakkında okurlarına ayrıntılı bilgi vererek ve Es Salt muharebelerini anlatıyor.
“Son haftalarda İngilizler Filistin’de defalarca ileri harekât girişimlerinde bulundular. Ama her sefer ağır yenilgi ile durduruldular. Orada Türklerle birlikte Alman ve Avusturya-Macaristan birlikleri de çarpıştılar. Bu muharebelerle ile ilgili olarak “Köln Zeitung” Gazetesinde konunun uzmanı bir Alman yazar şu bilgileri veriyor: İngilizler dağlık arazide bulunan Kudüs-Nablus caddesinin her iki yanında yerleşmiş Türk mevzilerini yarmayı boşuna denediler. Sol kanatta da Akdeniz’e kadar olan bölgede de ilerleyemediler. Bu nedenle İngiliz Yüksek Komuta heyeti doğuya doğru yönelme kararı aldı. Hicaz demiryolu boyunca kuzeye ilerleyip Türkleri çevirmeyi düşündüler. Aşağı Ürdün Vadisinde Jericho diye bilinen bu günkü Er Riha bulunuyor. Burası dilenci Fellahların yaşadığı bir yerleşim yeri idi. Hacılar için yapılmış bir iki konukevi ve bir de Rus hospizi (darülacese) vardı. Deniz seviyesinden 250 metre aşağıda olan ve etrafı duvar gibi dağlarla çevrili vadi bir ova idi. Yarı tropik bitkilerin yetiştiği ayrı bir dünya idi. Haçlı Seferlerinden sonra bu ovada şekerkamışı, kenevir, balsam gibi bitkiler ekilmeğe başlandı. Orta çağ salnamecileri ovanın bereketliliğinden çok bahsederler. Arazi seviyesi Ölü Deniz’e kadar 150 metre daha düşer. Vadi içinde Ürdün Nehri sakin akar. Getirdiği toprak nedeniyle sarımsı bir renktedir. Nehrin her iki kıyısını kavak, söğüt gibi ağaçlar ve çalılar kalın bir şerit gibi çevreler. Ürdün Nehrinde yüzyıllardan beri Hıristiyan hacılar paskalya zamanı yıkanırlar. Kuzeyde eskiden ilginç bir ahşap köprü vardı. Bu köprüden geçilip, Rimrin Vadisi tepeleri aşılıp on saatte Es Salt’a varılırdı. Savaştan önce 400’ü protestan, 900’ü katolik, 3000’i Rum Ortodoks toplam 15 000 Osmanlı vatandaşının yaşadığı eski Gadara şehri, İngiliz ve Fransız kiliseleri, okulları, hastaneleri olan önemli bir merkezdi. Kentin konar-göçer bedeviler için bir Pazar yeri olarak önemi vardı. Kent tepesinde bir kale yıkıntısı bulunan bir dağın yamaçlarında kurulmuştu. Buradan Doğu Ürdün’ün en güzel antik harabelerinin bulunduğu Amman’a 8 saatte ulaşılırdı. Amman, Davud’un komutanı Joab tarafından feth edilen Amman, Mısırlı Ptolemy II. Philadelphus tarafından imar edilen Amman, Kutsal İncil’in “Rabbat Amman”ı. Amman’a eski hamamlarıyla, sütunlu caddesiyle, bir büyük tiyatrosuyla, anıt mezarlarıyla, çok güzel islâm eserleriyle üç kademeli bir kale hâkim bulunuyor. Günümüzde Amman Şam’dan gelen Hicaz demiryolu sayesinde dünya seyrüseferinde bağlanmış durumda. Buradan itibaren tren güneyin yüksek yaylalarına doğru tırmanış kazanır. Amman, İngilizlerin eline geçerse İngiliz altınları karşılığında padişaha ayaklanan Hicaz’ın sözde kralının güçleriyle irtibat kolayca sağlana bilinirdi. Zaten bir ay önce İngilizler Es Salt ve Amman’a başarısız olan bir saldırı denemişler, Nisan sonunda da daha güçlü birliklerle saldırıyı tekrarlamışlardır. İngilizler sürpriz bir saldırı sonucunda Es Salt’a girmiş görünürlerken, Ürdün vadisinde takviyeli bir süvari tümeni de Ed Damiye’ye kadar olan yan cepheyi korumak için hareket ettirildi. Es Salt’ın her yönünü Albay Ali Fuad Bey (Orgeneral Cebesoy) komutasındaki Türkler yoğun düşman baskısına rağmen takviye gelene kadar savundular. Ürdün vadisinde bulunan takviyeli İngiliz süvari tümeni Albay Böhm komutasındaki Alman birlikleri ve Albay Esad Bey komutasındaki daha önce de temayüz etmiş olan Türk Birlikleri (3’ncü süvari Tümeni) tarafından durduruldular ve tamamen güneye atıldılar. 2 Mayıs 1918 tarihli bir Türk raporuna göre yedi sahra ve bir ağır top birçok savaş malzemesi ele geçti. Sonra başarı iyi kullanıldı. İngiliz cephesi kuzeyden yuvarlandı, beş günlük mücadeleden sonra düşmana ağır kayıplar verdirerek geri atıldı. İstanbul’dan verilen bir habere göre bir Türk süvari alayı Ürdün nehrini geçerek güneyde Nebi Musa’ya kadar ilerlemiş. Nebi Musa Musa Peygamberin mezarıdır. Bu yerde her yıl Kudüslü Müslümanlar bir çok dervişin de katıldığı renkli bir kutlama yaparlar. Nebi Musa, Jericho’dan ünlü Mar Saba manastırına giden yol üzerindedir. Issız bir dağ başında gizlenmiştir. Eğer Türk süvarileri oraya kadar gerçekten ulaşmışlarsa, doğrudan doğruya Jericho-Kudüs yolun tehdit ediyorlar demektir. Aslında sorulması gereken soru orada tutunabilmek için güçlerinin ne kadar olduğudur.”
“Jüdische Korrespondenz “ Gazetesi ünlü Binbaşı Enders’in „M. N. Nachrichten" Gazetesinde yazdığı haberi de okurlarına duyuruyor:
“Doğu Ürdün'deki İngiliz harekatının zaten Mezopotamya’daki harekat ile stratejik ilişkileri olduğu, aynı eksende birleştiği görüşü muhtemelen bu savaş alanlarını, yerel cağrafî ve stratejik koşulları bilmeyenler tarafından telaffuz edilen sözlerdir. Ürdün doğusundaki İngiliz ilerlemesi Nisan ayı içinde yeniden Es Salt’a ulaşınca, Ürdün’ün batısından kuzeye kadar yayılmış cephenin sağ kanadı için basit bir koruma sağlandı. İngilizler daha Mart ayı başında Kudüs-Nablus yolu üzerinde Nablus’a yarım yol uzaklıkta bulunan Wadi Andja—Kefr Malik— Selwad— Der Balluta vadisindeki Attara—Ajn—Deir es Sudan— Yafa’nın kuzeyindeki Kefr Kasim—Scheik el Balluta—Jelil hattındaki tepelere ulaşmışlardı. Ürdün’ün doğusunda uygun bir cephe genişlemesi olmadan ilerleme durumunda İngilizler oradan arka hatlarına vuku bulacak bir taarruzdan korkuyorlardı. Özellikle orduyu tamamen kendi ulaşım menzillerine bağımlı kılan bölgelerde yapılan bu tür saldırılar her harekâtı başarısız kılarlar. Bu koruma ve yardımdan mahrum olarak, arka plandaki menzilleri daha ileriye taşımadan, yanlara yapılacak etkili saldırılara önlem almadan Doğu Ürdün’de bir harekât sürdürmeği istemek İngilizlerin düşünmemiş olması anlaşılır gibi değil. İngiliz Doğu Ürdün seferinin motifi budur. Bu bir Filistin harekâtıdır. Irak’taki harekâtla ne müşterek bir hedefe ulaşmak ne de müşterek düşünülmüş bir birlikteliktir. Bir birleriyle hiç alakaları yoktur. Süvari Albayı) Esad Bey gibi memnuniyet verecek derecede ateşli ve görünüşte yetenekli bir komutanın mevcudiyeti Liman Paşa için bir şans ve 30 Nisan - 4 Mayıs günleri arasında Jericho-Es Salt caddesi üzerinde cereyan eden muharebeler başarı oldu. Alman birliklerinin hizmetleri her zaman olduğu gibi yeniden parlak oldu. Hatta İngiliz raporları da Doğu Ürdün Harekâtının Ürdün’e geri geçilmesi gerektiğini itiraf ediyorlar. Sadece düşman artçıları Jericho-Tell Nimrin yolu üzerinde köprübaşı tuttular. Daha ileri bir gelişme olasılığını içeren bu Türk Alman başarısı ile, her halde Batı Ürdün’deki İngiliz ilerleyişini geçici bir süre durduruldu.”

Alman Ordular Grubu Komutanlığı tarafından Şam’da neşredilen ordu gazetesi “ Jildirim” (Yıldırım)ın 30 Temmuz 1918 tarihli sayısında muhabir Hans Kerschbaum Doğu Ürdün bölgesinde Mayıs ayı başlarında cereyan eden muharebede Avusturya Macaristan topçu bataryalarının General Allenby komutasındaki İngiliz ve Avusturalyalılara karşı yaptığı başarılı çarpışmaları anlatıyor.
“Tel Nimrin vadisi ağzındaki göğüs göğüse kanlı çarpışmalar günlerce sürdü. Tel Nimrin Boğazında Avusturya Macaristan topları vardı. Bu topların ateşi ile düşmanın saldırısı durduruldu. Düşman kuzeyden ilerleyerek gerilerimize sarkmayı düşünüyordu. Bu tehlike karşısında cephanesi kalmayan kahraman topçular piyade tüfekleri ile cephemizin berisinde ki köprüyü savunmaya koştular. Onların gelişi işe köprüyü kahramanca savunan birliklerimiz moral kazandılar. Avusturya Macaristan topçu neferlerinin yardımıyla düşman amacına ulaşamadı. Tel Nimrin’de cereyan eden muharebeler çok kanlı oldu. Ürdün ve dağlık bölge arasındaki emniyet hattımızı yaran İngiliz Süvarileri Avusturalya Alaylarının yardımıyla batıya yönelik olan Tel Nimrin hattımızı yandan detaylı tehdit eder duruma gelmişti. Aynı anda Londra piyadeleri de Ürdün üzerinden söz konusu mevzilerimize saldırdılar. Türk, Alman ve Avusturya Macaristan askerleri birbirlerine kenetlenmiş olarak üç yönden saldıran üstün düşman kuvvetlerine karşı burada üç gün üç gece şiddetle dayandılar. Türk Alman karşı hücumu başlayana kadar düşman saldırısına başarı ile karşı koydular. Karşı hücumumuz karşısında kuşatılma tehdidi altında kalan İngilizler çekilmek zorunda kaldılar. Çekilen İngilizlerden 5 sahra topu, bir ağır top, 20 dolu cephane arabası, bir çok zırhlı oto, atlar, develer, arabalar ve çeşitli ihtiyaç maddeleri ganimet olarak ele geçirildi. Bu başarıdaki, Avusturya Macaristanlı askerlerin hizmeti Almanlar ve Türkler tarafından çekinmeden dile getirildi.”
Avusturya-Macaristan topçularının bu kahramanlığı 8’nci Kolordu Komutanı Kurmay Albay Ali Fuat Bey (Orgeneral Erden) tarafından da takdir edildi. 8’nci Kolordu Komutanı Albay Ali Fuat Bey, Yıldırım Orduları Karargâhında görevli olan Avusturya-Macaristan irtibat subayı Yüzbaşı Hoffmann-Ostenhof’a gönderdiği telgrafta şunları söylemiştir:
“Komuta kademenize lütfen bildirmenizi rica ederim ki Avusturya-Macaristan Obüs Bataryası ona bağlı uzun namlulu topla birlikte, İkinci Ürdün Savaşı’nda, çok üstün başarı göstermişler, zaferimizin kazanılmasında büyük pay sahibi olmuşlardır. Aynı zamanda mevcudiyetleri ve yerinde müdahaleleriyle orada savaşan diğer birliklerin maneviyatının yükselmesinde etkili olmuştur.”
Muharebelerden sonra von Sanders Paşa, İstanbul’a Pomiankowski’ye şu telgrafı çekti:
“2’nci Obüs Bataryası ile uzun namlulu top her zaman ki gibi mükemmel bir şekilde liyakatını göstermiştir. Binbaşı Alfons Ritter von Arenstorff 8’nci Kolordu’nun topçusuna başarı ile kumanda etmiştir.”
Sina, Filistin ve Suriye Cephelerinde bin bir zorluğa rağmen insan üstü gayretle son derece güçlü İngiliz ordusuna karşı savaşan Kahraman Mehmetleri, Avusturyalıları, Macarları, Almanları hayırla anıyorum.

Kaynak:
Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2004, s.161.
Askerlerin üniformaları o kadar kötü durumdaydı ki birçok subay yırtık elbise giyiyor ve hatta öyle tabur komutanları vardı ki postalları olmadığından çarık giymeye mecbur oluyorlardı. Alman ve Avusturya-Macaristanlılar tarafından imkân dâhilinde yardım ediliyor; ancak bu yardımlar ihtiyacın büyüklüğü nedeniyle sadece küçük bir yardım yerine geçiyordu. Bkz. von Sanders, Türkiye’de Beş Sene, Muzaffer Albayrak (Haz.), Yeditepe Yayınevi, 2. Bask s.292.
Guhr, Hans, Anadolu’dan Filistin’e Türklerle Omuz Omuza (Orijinal adı:Als Türkischer Divisionskommandeur In Kleinasien Und Palästina), Eşref Bengi Özbilen (çev.), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2007, s. 167 ve 168
Taarruzun başlangıç saati 03:00 olarak verilmektedir. Bkz. Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi IV cilt, II nci Kısım, Sina Filistin Cephesi İkinci Gazze Muharebelerinden Mondros Mütarekesi’ne Kadar, s.584.
Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, IV cilt, II. Kısım adı altında Genel Kurmay Basımevi tarafından Ankara’da basılan resmî kitap, İkinci Şeria Muharebesi’ne katılan birliklerimizi ayrı ayrı tadat etmekle beraber Avusturya-Macaristan topçu bataryasının adını belirtmeden 583. sayfada sadece “iki topçu takımı, bir dağ bataryası (iki toplu)” biçiminde geçiştirmiştir. Kitapta hiçbir yerde Avusturya-Macaristan topçularının adı geçmemektedir.

Pomiankowski, Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküşü, Dr. Kemal Turan (çev.), Kayıhan Yayınları, İstanbul, 1990. , s. 392.
3 Mayıs 1918 günü Batarya’nın açtığı ateş Jiljirya’da yerleşmiş olan İrlandalı 5’nci Inniskilling Fusiliers birliğini vurdu. 5ölü ve 8 yaralı vermelerine neden oldu. Bu ateşi sürpriz, beklenmeyen bir ateş olarak gördüler. Aslında bu topçu ateşi Birinci Dünya Şavaşı ile ilgili olarak resmedilen bütün savaş tablolarının en etkiliyecisi ve en çarpıcısının yaratılmasına neden oldu. “Irish Troops in the Judean Hills” adlı tablonun ressamı olan Yüzbaşı Hennry Lamb bu ateş altında kalmış ve 1919 da tabloyu resmetmiştir. Richard Slocombe, 3.1.2014, The Telegraph
Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, IV cilt, II.kısım s.589. Kitap incelendiğinde ilk defa 589. sayfada Avusturya-Macar Topçu Bataryalarına yer verilmekte ise de bir mürettip hatası yapılarak “Avusturya” yerine “Avustralya” yazılmıştır.
(Linzer) Tages-Post, 14.5.1918 s.2, Die englische Niederlage in Palästina. Mitwirkung österreichischer Artillerie.

Jüdische Korrespondenz, 16.5.1918 s.2,3, Die Kämpfe in Palästina.

Kudüs’te bir yer. Mısır ve Suriye sultanı Selahaddin Eyyubi’nin 1187'de Kudüs'ü Haçlı güçlerinden geri almasından itibaren bu yerde her yıl sevinç kutlamaları yapılıyor. Kudüs düştükten sonra bile utanmadan yapıldı. Bugün de yapılıyor.
Gerçekten Türk süvarileri düşmanı kovalayarak Nebi Musa’ya kadar varmışlardır. “Türk Büyük karargahından yapılan 6 Mayıs 1918 tarihli resmî savaş tebliği : “Bazı zayıf düşman güçleri Jericho-Tell Nimrin caddesinin her iki yanında köprübaşı tutarak hâlâ direnmektedir. Esirlerin verdiği bilgilere göre düşmanın asker kaybı % 55 olup, topçusunun kaybı ise % 80’dir. Devriyelerimiz Ürdün içlerine kadar girmişlerdir. Bir süvari alayımız durmadan düşmanı kovalayarak Ürdün’ü aşmış Nebi Musa dolaylarına varmıştır. Düşman bir çok piyade ve topçu cephanesi, atlar, teçhizat ve değişik malzeme kaybetmiştir. Ürdün nehrinin doğu kıyısında hararetli topçu faaliyeti sürmektedir. “(Arbeiterwille, 9.5.1918, s.2 Der Krieg der Türkei.)

Neuigkeits Welt Blatt 1.8.1918, Die österreichisch-ungarischen Kanoniere an der Palästinasront.

Adam, age., 5.Band, 23. Kapital
Robert Hoffmann 1917/18 yılları arasında 20 Numaralı 10 cmlik Topçu Bataryasının komutanlığını yaptı.
“Ich erlaube mir Ihnen behufs Mitteilung an Ihre vorgesetzte Behörde bekanntzugeben, dass die Österreischisch- Ungarische Haubitzbatterie samt der zugeteilten langen Kanone in der zweiten Jordanschlacht ganz hervorragendes geleistet und zu unserem Siege in entscheidender Weise begetragen haben. Auch haben sie durch ihr Erscheinen und Eingreifen auf dir dortselbst im Kampfe befindlichen Kraefte moralisch hebend und belebend gewirkt.” Bkz. Pomiankowski, Der Zuzammenbruch des Osmanischen Reiches, Erinnerungen an die Türkei aus der Zeit des Weltkriges, s. 393.
“ Haubitzbatterie 2 und lange KKanone haben sich wie immer ausgezeichnet bewaeht und Major Arenstorff hat die Artillerie des VIII. Armeekorps vorzüglich geleitet.” bkz. Pomiankowski, Der Zuzammenbruch des Osmanischen Reiches, Erinnerungen an die Türkei aus der Zeit des Weltkriges s. 393.

Tosun Saral
Member
Posts: 4075
Joined: 02 Nov 2005 19:32
Location: Ankara/Turkey

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by Tosun Saral » 16 Mar 2018 19:54

page 1
You do not have the required permissions to view the files attached to this post.

stevebecker
Member
Posts: 1448
Joined: 01 Jul 2006 03:04
Location: Australia

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by stevebecker » 17 Mar 2018 01:30

Tosun,

Thank you for that detail account.

It will take some time to translate but I hope I can get it right.

I notice a few names I am unaware of can you give any details?

Lt Kneifel KUK possibly 2nd Sahara Observer Battalion

Can you give any details on this officer?


"The loyal Arab tribe of Miskal Pasha succeeded in entering Salt from the north towards"

What can you tell me about this man and his unit of arabs?

Tosun, I was hoping you may have an account by Maj. Gen. Hüseyin Hüsnü Emir (Erkilet) in his book "Yıldırım"

Cheers

S.B

Tosun Saral
Member
Posts: 4075
Joined: 02 Nov 2005 19:32
Location: Ankara/Turkey

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by Tosun Saral » 17 Mar 2018 10:52

Unfortunately I could not find any more information and a photo of 2nd Lt (later hauptmann) Kneifel

stevebecker
Member
Posts: 1448
Joined: 01 Jul 2006 03:04
Location: Australia

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by stevebecker » 18 Mar 2018 01:08

Tosun,

No worries, I just didn't have his name on my lists.

Tosun, I was hoping you may have an account by Maj. Gen. Hüseyin Hüsnü Emir (Erkilet) in his book "Yıldırım" on this peroid?

Cheers

S.B

Tosun Saral
Member
Posts: 4075
Joined: 02 Nov 2005 19:32
Location: Ankara/Turkey

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by Tosun Saral » 18 Mar 2018 11:50

General Erkilet ends his book with his last wort dated,Damascus, Feb.22.1918

Michaelber
Member
Posts: 4
Joined: 20 Jul 2018 22:45
Location: Virgin Islands

Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by Michaelber » 02 Sep 2018 07:59

Im not sure if its right but I was told the fuel pump works on oil pressure , so I wondered if the switch was faulty it may be shutting the pump down

https://www.sportzfuel.com/
Sport nutrition here: https://www.sportzfuel.com/

User avatar
jwsleser
Member
Posts: 1330
Joined: 13 Jun 2005 14:02
Location: Leavenworth, KS

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by jwsleser » 04 Sep 2018 20:26

The two maps below are from General Fahri Belen's excellent Birinci Cihan Harbinde Türk Harbi 1918 Yili Hareketleri V nci Cilt.The map numbers are in the scans. As Tosun's article indicates, this was the Second Battle of the Şeria.

The first map is 29 April.
JordanAprilMay1918.jpg
The second map covers 2-4 May.
JordanAprilMay1918b.jpg
Pista! Jeff
You do not have the required permissions to view the files attached to this post.
battaglione Alpini sciatori Monte Cervino (Reenacted)
5th Greek Regiment
9th reggimento bersaglieri

stevebecker
Member
Posts: 1448
Joined: 01 Jul 2006 03:04
Location: Australia

Re: Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by stevebecker » 04 Sep 2018 22:07

Mate,

Thank you.

I ve not see these maps before.

While the units are well known, I didn't know the 2nd Regt could be attached to the 3rd Cav Div.

The Damieh Bridge crossing by the 24th Div with the 2nd and 143rd Regts now looks better as I had believed both Regts pushed down south to the Black Hills, but by these maps the 2nd Regt went to El Salt, while the 143rd Regt pushed south.

Cheers

S.B

HenryCox
Member
Posts: 9
Joined: 02 Feb 2019 19:37
Location: Sri Lanka

Maps and accounts from the attack 30 April to 5 May 1918

Post by HenryCox » 17 Mar 2019 11:17

If anyone wants to meet up I am aiming for Los Lobos but not sure what time they play? Maybe around 6?

Return to “The end of the Ottoman Empire 1908-1923”